ŞEFLERİN TUVALİ: GASTRONOMİYLE SANATI BİRLEŞTİRMEK
SERTAN KIRÇO: Tamer Bey, bu sene Gastro Show 2024, 30-31 Mayıs’ta Turkuaz Medya binasında düzenlenecek. Özellikle burada gastronomi vurgulanacak ama aslında gastronominin sanat tarafından on sanat dalı üzerine de konuşulacak. Bununla ilgili sizin fikirleriniz neler?
TAMER LEVENT: Bunu çok önemli buluyorum. Çünkü sanat kavramı zaman zaman “sanatlar” diye anılıyor, değil mi? “Sanatlar” denildiği zaman insanlar, sanat kavramının sadece resme, tiyatroya ya da edebiyata ait olduğunu düşünüyor. Hayır, sanat kavramı hangi işi yaparsanız yapın, o işi özenle, titizlikle, disiplinle ve çalışkanlıkla yapmak, vazgeçmemek demektir.
SERTAN KIRÇO: Peki, Rönesans yapan toplumlar sanat kavramını nasıl anladı?
TAMER LEVENT: Rönesans yapan toplumlar sanat kavramını böyle anladı ama biz öyle anlamadık; biz öyle anlamadığımız için bu “sanatlar” kelimesi aklımızı karıştırıyor. Bu kelime aklımızı karıştırınca, mesela kendi alanında çok başarılı olan bir insana “efendim, siz de sanatçısınız” diyorum ben bazen, bilerek yapıyorum bunu. O zaman karşı taraf “Estağfurullah” diyor, yani sanatçı olduğunu kabul etmiyor çünkü “ben resimden, tiyatrodan anlamam” diyor.
SERTAN KIRÇO: Sanatçı olmak için illa resimden, tiyatrodan anlamak mı gerekiyor?
TAMER LEVENT: Ya kardeşim, senin illa resimden, tiyatrodan anlaman gerekmez. Düşünce sisteminde sanat, 17. yüzyılda düşüncenin ve uygulamanın birlikteliği, bu teori ve pratiğin birlikteliği olarak da sayılabilir. Düşüncenin gelişmesi, sürecin ve uygulamanın ürünü olarak da düşünülebilir. Bu iki kavramın başarıyla, iyi, güzel ve doğru ölçümleriyle yan yana gelmesi gerekiyor.
SERTAN KIRÇO: Rönesans görmüş toplumlar bu kavramı nasıl kabul ettiler?
TAMER LEVENT: Rönesans görmüş toplumlar dediğimiz gibi, bunu böyle kabul ettiler. Böyle kabul ettikleri için, yaşamın içinde, mesela kent planlaması şimdi “sanat” diyoruz, değil mi? Şehir planlaması bir sanat. O zaman diyeceğiz ki, “şehir planlaması acaba tiyatro mu, ressamlık mı, müzik mi?” Bunlar bu felsefenin uygulama alanlarıyla oluşması, sonra oluşan düşüncenin de uygulaması olarak hayatımıza net bir şekilde girmeli ki biz bu yaşadığımız kaostan da kurtulalım.
SERTAN KIRÇO: Sanatın yaşamdaki yeri ve önemi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
TAMER LEVENT: Bu sayede birbirimizi anlamak, birbirimizle anlaşmak, kendimizi iyi ifade etmek, ilişkilerimizi iyi kurmak için tiyatro, bale, dans, şarkı, müzik… Bunlar hayatta zaten var. Resim, ha bunları mükemmel yapmak söz konusu idi. Neden? Çünkü insanın yaşantısına örnek olmasını sağlamak için Da Vinci, bunun en önemli örneklerinden biri, disiplinler arası uzman ve ressam değil mi?
SERTAN KIRÇO: Günümüzde disiplinler arası uzmanlık hakkında ne düşünüyorsunuz?
TAMER LEVENT: Şimdi biz de bunu bugün söyleseniz, “yok bir disiplinde uzman ol, gerisine karışma” filan gibi ahkam kesenler olabilir ama bunların zamanı geçti artık, öyle bir çağda yaşamıyoruz. Dolayısıyla, demin dediğim gibi, altı sanat dalı diye biliniyordu, bu sanat dalı diye biliniyordu, ben artık “sanat dalı” demiyorum, “sanat” diyorum, bütünün yaşamı kapsayan.
SERTAN KIRÇO: On sanat kavramı hakkında bilgi verebilir misiniz?
TAMER LEVENT: O halde, bnlar neydi? Resim, tiyatro, müzik, mimarlık, edebiyat ve dans fakat sonra yedinci sanat çıktı, sinema. Bilerek ya da bilmeyerek herkes bunun yedinci sanat olduğunu kabul etti, değil mi? Sonra sekizinci sanat çıktı, ne? Fotoğraf. Herkes de onu kabul etti, sonra dokuzuncu sanat, spor deniliyor, bu Londra Olimpiyatlarından sonra ama bazıları da çizgi romanı dokuzuncu sanat olarak alıyor. Peki, onuncu sanat ne? Onuncu sanat yok, o zaman onuncu sanat gastronomi.
SERTAN KIRÇO: Gastronomiyi neden sanat olarak ilan etmeliyiz?
TAMER LEVENT: Çünkü gastronomi, hem yeme içmeyle ve lezzetle ilgili bütün disiplinleri bir araya getiren bir alanın adı. Dolayısıyla, gastronomiyi sanat olarak ilan etmek, alanın bütün kültürünü de kapsamıştır. Brecht’in biraz mizahi bir şekilde söylediği gibi, Bertolt Brecht ünlü tiyatro adamı, “sanatların en yücesi yaşama sanatıdır” yani sanat kavramının bütün yaşamı kapsayacak bir kavram haline gelmesini tarif etmiş oluyor.
SERTAN KIRÇO: Onuncu sanat olarak gastronomiyi nasıl tanıtmayı planlıyorsunuz?
TAMER LEVENT: Biz de onuncu sanatla, bundan sonra motto olarak “on sanatı” kullanarak dünyaya bu perspektifi, bu vizyonu sunmaya çalışacağız. Gastro şov buluşmasında “sanat evet”, vizyonunu da, eğer sanatı böyle anlıyorsa, “evet” dememiz lazım. Bu vizyonla hayata baktığımız zaman, bu çağda yaşadığımız pek çok kaotik sorunu da çözmüş olacağız.
SERTAN KIRÇO: Sanatın geniş anlamını nasıl daha iyi kavrayabiliriz?
TAMER LEVENT: Ağaç dallarına bakmıyoruz, değil mi? Ağaçların güzelliğine bakıyoruz. Bravo, çok güzel bir şey söyledin. Ben zaman zaman bunu açıklamıyorum çünkü ağaç nasıl? Burası gövde, bunlar dallar değil mi? Ama bu dallar, bu gövdeden çıkıyor, bunun üzerinde binlerce dal oluyor, işte ağacın kendisi sanat. Onlar da bu sanattan nasibini alan dallar. Hayatın tümü bu.
SERTAN KIRÇO: Sanat kavramını Atatürk ile nasıl ilişkilendiriyorsunuz?
TAMER LEVENT: Mesela, bu sorunun üzerine bir şey söyleyeceğim: Atatürk Türk sanatçı mıdır, değil midir? Kesinlikle sanatçıdır. Peki, bu klişe bir şekilde kafasında sanat kavramını oturtmuş bir arkadaşa sorsaydık, bunu ne derdi? “Değildir” derdi, değil mi? Çünkü benim için bugün Atatürk’le Leonardo Da Vinci’nin arasında bir fark yok, yani Atatürk’le Leonardo Da Vinci arasında bir fark yok, benim için kesinlikle Leonardo Da Vinci de savaş makinaları çizmiş. Tabii, tabii neler yaptı, tabii.
SERTAN KIRÇO: Atatürk’ün sanatla ilgili görüşleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
TAMER LEVENT: Atatürk’ün çok önemli bir lafı var, mesela ben askerliğin sanat halini severim. Hadi bakalım şimdi ne yapacağız? Eğer biz sanat kavramını klişe bir şekilde resim, heykel, tiyatro, müzik, mimarlığa indirgersek, onları içine hapsedersek, o zaman demek ki Atatürk askerliğin tiyatro halini seviyor, askerliğin resim halini seviyor, askerliğin fotoğraf halini seviyor, öyle mi? Değil.
SERTAN KIRÇO: Askerlik ve sanat kavramını nasıl bağdaştırıyorsunuz?
TAMER LEVENT: Askerlikte en az zayiatla, eğer mecbursan, diyor Sun Tzu, diye Çinli bir filozof komutan, milattan önce 7. yüzyılda diyor ki, “Savaş yapmak salaklıktır,” diyor, tırnak içinde söylüyorum, onun lafı. Ama illa yapılması zorunlu bir hale geliyorsa, başka hiçbir çare kalmıyorsa, diyor, o zaman o savaşı en az insan zayiatıyla yapmak sanattır, diyor, en büyük zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir, savaşmadan kazanılan zafer.
SERTAN KIRÇO: Sanat kavramının genişlemesi ve gastronominin bu kapsamdaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?
TAMER LEVENT: İşte çağımız bu anlayışa doğru yol alıyor, algoritmaları, disiplinleri inceleyebilirsiniz, zaman bu tür düşüncelere karşı çıkan arkadaşlarımız hala olacak, çıksınlar gelsinler konuşalım. On sanat gastronomi, bu yolculuğun önemli bir köprüsü olacak, evet, 30-31 Mayıs’ta, on sanat gastronomiyi ilan ederek, bu yolculuğa yeni bir başlangıç getirmiş olacağız.
SERTAN KIRÇO: Tamer Bey, bize vakit ayırdığınız ve görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.
TAMER LEVENT: Harika, ben de teşekkür ederim.
Röportajı Youtube’dan izlemek için tıklayın;
https://www.youtube.com/watch?v=nY6QKMEn8YI